3 Şubat 2015 Salı

Vücudunuzu Erken Tanıyın!

 Yıllarca uyuyabilirsin farkında olmadan. Aslında hep seninle olan bir gerçeği sonradan fark edebilirsin. Belki bir merakla belki de bir his ile. O gerçeği nasıl öğrendiğin pek önemli değildir. O gerçeğin sana ne verdiği önemlidir. Belki hayatın tamamen değişecektir, belki de gözlerin birden açılacaktır.
 Yıllar boyu bir hastalıkla yaşamış olduğunu gece merak edip bir hastalığı araştırmaya başlaman ile fark edebilirsin. Arkasından doktora gidip yıllarca saçma sapan bir hastalıkla yaşadığını öğrendiğinde günlerce kendine ve ailene kıza bilirsin. Belki büyütülmeyecek bir şeydir ama sen kendine kızmadan edemezsin "Nasıl vücudunu tanımazsın!" diye. ya da "Nasıl kimse fark etmez ulan, bak nasıl da çıplak gözle görülebiliyor!" diye kıza bilirsin çevrendekilere.
 Ben yaptım sen sakın yapma! Bir işe yaramıyor, sadece gözünde ki kalın mat kumaştan yapılmış perde kalkıyor. Daha net daha keskin görüyorsun kendini aynada. Kusurlarını görüp onları kabullenmeye çalışıyorsun. Yıllarca "Acaba, neden benim bir omzum yukarı da diğeri de aşağıda!" diye sorgulamadığına kızıyorsun.
 Olsun, hayatın sana neyi ne zaman sunacağını, sunduğunda sana ne vereceğini bilemezsin. Ama yinede siz çocuklarınızın veya yakınlarınızın duruş bozukluğu sergilediğini fark ediyorsanız, özellikle; omuz hizasındaki dengesiz duruşlar, kız çocuklarının eteklerinin bir tarafının yukarı kalktığını görüyorsanız, 90 derece eğildiğinde omurgada bir yamukluk fark ediyorsanız, ilerlemiş yaşlarda ki benim gibi yirmili yaşlarda omuzlarınızda ve sırtınıza şiddetli ağrılar oluşuyorsa zaman zaman ya da sık sık lütfen geç kalman en yakın hastanede ki ortopediste ulaşınız.
 Çünkü sizde de veya yakınınızda da skolyoz olabilir. Erken yaşlarda fark edildiğinde ameliyatsız tedavi edilebilmektedir. İlerleyen vakalarda ameliyat durumu söz konusu olmaktadır. Amacım yaşam kalitesini etkileyen bu rahatsızlığa dikkat çekmektir. Siz de benim gibi vücuduz ile geç tanışmayın!
 
 Bu mudur? Skolyoz'a dikkat ekme çabalarım.

 Bu mudur? Vücudum ile geç tanışmam.

 Bu mudur? Eski fotoğraflarıma bakıp hastalığımı yeni görmem.

8 Ekim 2014 Çarşamba

Bir korku hikayesi..

 Gece üç suları sarışın bir çıtır dublex evinin ikinci katındaki odasında dizi keyfi yapmaktadır. Diziye daldığı bir anda puf birden elektrikler kesilir iki dakikalığına sonra tekrar gelir. Puf bir daha kesilir ve tekrar gelir . Bu kesintilerden işkilenen hatun cam kenarından diğer blokları keser bir de ne görsün hepsinin elektrikleri vardır bir onların yoktur.

 Tık tık tık kapı çalınır bu esnada hatun sinsice aile fertlerini uyandırır. Evde herkes parmak ucunda hareket etmektedir. Güçlü ve kuvvetli babası olaya müdahale etmek için beylik tüfeğini tozlu dolabın üzerinden alır ve ailesine kendisini siper ederek kapıya yaklaşır . Bu esnada kapı pat pat pat tekrar çalınmaktadır . Hatunumuz adrenalinden deli gibi titremekte ve babasına bilinçsizce yalvarmaktadır ''açmayalım babacığım'' kapıyı diyerek.

O esnada yakışıklı yağız deli kanlı kardeşi tüfeği kaptığı gibi kapıya yönelir . Annesi onu engellemeye çalışırken pat pat pat pat kapı çalınmaya devam eder. Gecenin üçüdür ve ev sakinleri dehşet içinde kapıyı açarlar. Ta ta ta dam kapıda leş gibi içmiş bir bekarlığa veda partisi salağı vardır. Baba bu durum karşısında bağırmaya anne çemkirmeye başlar.

Siz siz olun arkadaşlar evlilikten emin değilseniz bekarlığa veda partisi yapmayın hadi yaptınız içmeyin hadi içtiniz milleti bir sigara için korkutmayın. Bana da aksiyon yaratmayın.

Bu mudur? Manyaklığın son noktası.

21 Eylül 2014 Pazar

Aşk mutluluk mu verir acı mı?

AŞK? Herkes aşık olmak ister ama gerçek aşkı yaşayan kaç kişi vardır ki milyarlık dünya da?

Aşkı sorgulatmam bittiyse aşkın insana neler sunduğuna değinmek istiyorum sayın arkadaşlarım kardeşlerim.

 Belki ilk görüşte aşık olabilirsiniz. Belki de olmaya bilirsiniz. Ya da arkadaş ortamında tanıştığınız birine günler sonra aşık olduğunuzu hissedersiniz . Ya da yan komşunun oğlunun/kızının yakışıklı olduğunu ergenliğiniz de fark edip aşık olursunuz. Ya da dershanede yan sıra da oturan çocuğun ne kadar güzel güldüğünü fark edip ona aşık olursunuz. . Ya da facebook da tanımadığınız biriyle yazışıp arkasından buluşup ona aşık olursunuz. Ya da üniversite de bir kulüp etkinliğinde tanımadığınız birine kapılı verirsiniz (benim gibi) sonrası aşkın kapısı. Ya da otobüse binen birine aşık olursunuz her gün aynı saate o sefere binersiniz. Ya da yıllardır tanıdığınız birine yıllar sonra aşık olduğunuzu anlarsınız birlik de maziye bakıp gülümserken. Ya da iş yerinde o su götürmez ofis arkadaşınıza aşık olursunuz bir kahve fincanı ile oynarken. Herkes her yer de her şekilde aşık oluyor. Aşk geliyorum demiyor pıt geliyor. Fark edemiyorsunuz ama kapılıp gidiyorsunuz.

 Aşık olunca her nefesiniz mutluluk verir bazen de acı. Acı gerçekten aşık olduğunuz insanın öküz olduğu gerçeği ile karşılaştığınız da belirmez. Ayrı kaldığınız da , size yalan söylediğinde , sizi terk ettiğinde ya da aldattında meydana da gelmez. Gerçekten size sizin ona aşık olduğunuz kadar aşık olmadığını anladığınız zaman meydana gelir. Mutluluk ise her yaşadığınız an içiniz de bir köşede kusma hissi yaşatacak kadar şiddetli tepki yaratır.

 Aşık olduğunuz da tek yapmamanız gereken şey gerçekten bu yaşadığım aşk mı diye sorgulamamak olmalı yoksa aşk gücenir darılır size . Aşk size hissettirdiği kadar mükemmel o kadar kusursuzdur çünkü. Aşkı olumsuzlukla aynı cümleye koyarsanız küser uzaklaşır sizden. Aşkı küstürmemek gerekir . Sorularla boğmamak yaşattığı her duyguyu sahiplenmek gerekir.

 Bu mudur? Benim gece gece aşkla kafayı bozmam.
 Bu mudur? Gerçek aşktan anladığım.
 Bu mudur? Aşkı küstürmekten korkmam.
Bumerang - Yazarkafe

30 Temmuz 2014 Çarşamba

Yaza dair öneriler : Yaz aşkı diye bir şey yoktur.

 Yorgunluk yaz ayların da sadece gece 3 den sonra hissedilen bir olgu olup çıkıyor. Sabaha kadar dance , sabaha kadar alkol , sabaha kadar dedikodu vs vs. Hayatın tadı sanki yazın çıkmıyor mu?
 İnsanların bir de yaz aşkı olgusu var. Sanki yaşayan çok da. Benim bir yazlıktan Tom vardı diyeni duydunuz mu? Duymuşsanız da yalandır. Kesin bilgi. Olana afiyet olsun ama ben pek rastlamadım.

Ciddi ilişkisi olanlar bile yaz gelince bir cozutuyor oturun totoşunuzun üstüne değil mi ama? İnsanlar arsız anacım 1 2 3 4 ver allahım ver diyerek 7 kocalı hürmüz gibi dolaşıyorlar çevrede.

 Size yaz dönemi tavsiyelerin de bulunup bu sıcaklarda yanarak 2 gr kalan aklımı paylaşayım.

 1. Uzun zaman oldu çıkalı ama mutlaka Fifty Shades  serisini okuyun. Ya da  Kim Gruenenfelder kitaplarını da okuya bilirsiniz. Gerilim isterseniz N.T. Rosenberg in kitaplarını okuya bilirsiniz. Bilgiye açsanız da Joel Levy kitaplarını okuya bilirsiniz.

2. Kitap okumak da umutsuz vaka iseniz dizi önere bilirim . Aksiyon severler için daha Dexter ı izlemediyseniz ilk tavsiyem o olabilir. Ya da True Detective aksiyon dalın da şiddetle önerilerimden  de olabilir. Fringe de önere bilirim bilim kurgu seviyorsanız.
Biraz ergenlik zamanlarınıza dönüp aşk doğa üstü olaylar derseniz The Vampire Diaries ve  True Blood  tavsiyem olabilir. Sex And The City izlemeyen hatun kişi varsa izleye bilir.


3. Spora başlamak istiyorsanız şiddetle kick box u öneririm. Ya da yoga ya başlayıp hayatınızın yeşil elma anlamanı da bulabilirsiniz.

4. Aşık olabilirsiniz. Hem ruh halinize hem fiziğinize tek iyi gelecek şey. Şey diyorum çünkü ruhunuzu ve bedeninize tek hükmeden tanımsız varlık aşk.

5. Hayat çok kısa Soner Sarıkabadayı şarkılarını dinleyip ağlamayın hırslanmayın , Sinan Akçıl  şarkıları dinleyip kulağınıza zarar vermeyin biraz seçici olun. Açık hava konseri bulursanız kaçırmayın. Ya da eskinin açık hava sinamasını da bulursanız kaçırmayın gidin en önden benim içinde yer tuttun.

6. Akşam saatlerinden önce çok işiniz yoksa kızgın güneşin altına çıkmayın. Akşam serinliğinde elinize dondurmanızı yanınıza sevdiğinizi alın uzun uzun yürüyüşler yapın.

7. Yaz aşkı diye bir olay yoktur. Gözünüzü dört açıp bu mudur o diye beklemeyin.









Bu mudur? Gece gece insanları darlamam.
 Bu mudur? Kendi kendime eğlencem.
 Bu mudur? Yaz anlayışım.

4 Nisan 2014 Cuma

Hayatın 7 evresi kızlı/erkekli.

Hayatın belli başlı evreleri vardır. Bu evrelerin başın da büluğ çağı gelir. Bu çağda insanın kendini kanıtlaması , çevresine kendini göstermesi , dişiliğin/erkekliğin ne olduğunun farkına varılması beklenir. Evrim teorisinin beden bulduğu bu çağda ya çok güzel/yakışıklı ya da şekilsiz bir varlık olarak hayatın en acı zamanlarına adım atarsınız. Kişiden kişiye bu çağın süresi değişir. Ortalama 4 5 yıl sürebilir .( Korkmayın bu dönemde hayat size çok acımasız gelebilir aslında böyle olmadığını anlayacaksınız.)

 İkinci evre ben bu muyum çağı. 18-19 yaşların da seni at yarışından farksız bir sınava sokup ne olmak istediğini bile sormadan puanına göre bir yere yerleştirirler . Sende ailemden ayrı bir hayat heyyy ben geliyorum bekle beni İstanbul Ankara İzmir gibi ülkenin gözde şehirlerine elinde bir bavul arkanda anılar düşersin yollara. İlk sene 'abi hayat bu be' , ' yaşıyorum oğlum artık ', 'seviyorum pizzayı' diyerek kendini poh pohlarsın. Taki okuduğun bölümün sana ne kadar mutluluk verdiğini anlayana kadar. Sonra işte bu muyum çağının ilk sillesi ile karşılaşmış olursun.


 Üçüncü çağ ise geç kaldım evresi. 23-24 'lü yaşlara gelmişsindir hayat bir şekilde bundan sonra nasıl akacağını sana göstermiştir. Sen ya okulu bitirmiş ya da bitirmek üzeresindir. Arkadaşların harıl harıl kpss , yds ,ales gibi garip kurslara gidiyordur ya da tektaşları ile dünya evine. Çevrende ki herkes tavşan gibi evlenmek için bir delik ararken sen hangover olmuş ulan ulan diye böğürüyorsun dur.


Dördüncü evre ise kariyerim var çağıdır. 27-28 arası bu evrede nefes almaya vakit bulamazsın. Herkes tavşan gibi her delik de birlikte iken sen , elinde dosyalar evet müdürüm peki paşam diyerek kariyerine basamaklar katmaya çalışıyorsundur.




Beşinci evre eyvah ben ne yaptım çağıdır. 30-32 yaşları arasında ailenin evde kaldın baskıları ile hayata küsme noktasına gelirsin. Çocuk yapmak için evlenmek gibi dahiyane bir fikir gelir aklına ama yapacak adamı/kadını bulamazsın. Ya iyi olanlar kapılmıştır ya da vaktin yoktur bulmaya. İşte bu evrede iplerin koptuğu an gelir: görücü usulü de olsa ana beni ever anı.

Altıncı ve sonun başlangıcı evre ise evli mutlu çocuklu çağıdır. Artık çevren deki herkes gibi sende kör topal bir eş bulmuş , kariyerinde altın çağı kapatıp gümüşle idare ederken 2 3 çocukla kendini tatlı bir hayat telaşına bırakırsın.

 Son evre ,en uzun evredir. Hiç bitmeyecek gibi gelir fakat eşinin, çocuğunun ,sevdiğin insanların bir bir uzaklara gitmesiyle yedinci evre olan sonbahar evresi de başlamış olur. Azrailin nefesini hissettiğin ana kadar da devam eder.

 Bu mudur? benim insanlığı evrelere bölmem.
 Bu mudur? benim akşam akşam derdim tasam.
 Bu mudur? hayattan beklentilerim.

28 Şubat 2014 Cuma

Erkekler Özlerinde İlkel Ve Basit Varlıklardır.

 Gece gündüz acaba bana 'ne söylemek istedi?' diye düşünüyorsunuz ya boş verin gitsin. Düşündüklerini  imada bulunmadan söylediklerini anlamanız için yaşınızın kemale ermesi gerekmiyor. Doğal ortamların da biraz gözlemlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız. Bu sayede canınız arkadaşlarınızın kafasını şişirmemiş  , her gördüğünüz karşı cinsi darlamamış olursunuz.

 Fal baktıran arkadaşlarımın çoğu 'acaba bana ne ima etmiş ,görünüyor mu orada' diye geliyor. Gelmeyin ne söyledi ise o.

 * Biraz kafamı dinlemeliyim.
  ( Bir beni rahat bırak iki üç gün nefes alayım kadın! Ararım seni kendime gelince.)

 *Zamana ihtiyacım var.
 ( Bıktırdın arkadaş bitti desem bir ton ağlayacaksın , en azından alış.)

 *İçim sıkılıyor bugünler de , nedenini sorma bilmiyorum.
( Nedeni gerçekten bilinmiyor . Sebebi bir maç skoru da olabilir , Ayşe Fatma Hayriye de.)

*Nereye gidelim.
( Gerçekten bir de sen söyle nereye gitmek istediğini hep benden bekleme.)

*Yakın arkadaşın Gamze ile görüşme ısınamadım.
( Benim ne halt olduğumu kesin biliyordur , uzak dur ağzımızın tadı  bozulmasın.)

*Fal baktırmam ben ya o nereden bilecek şekillere bakarak benim hayatımı.
( Şimdi olur olmadık her şeyi söyler , boş yere işkillendirmeye gerek yok hatunu.)

*Evde kalalım bugün ya çıkıp napcaz dışarı sanki.
(Akşama maç var.)

 *O kıyafet seni biraz şişman göstermemiş mi , hayatım?
( Götün göbeğin çıkmış lımbır lımbırsın bir de o 36 bedeni giymeye çabalıyorsun yapma bunu.)

* Akşama halı saha var beni merak etme.
( Zırt pırt mesaj atıp durma benim de özel hayatım var bırak da gol atarken seni düşünmeyeyim.)

* Aliler de sabahlarım bugün.
( Ayşe Fatma Hayriye de var demesem de olur .)

Kısacası ilkel varlıklar sizin gibi 'Nereye gidelim?' sorusunda ki 'Geçen gün dediğim yere mi götürecek beni? ' cinliği yoktur o sorunun altın da. Biz her kelimeyi altın tepside bir nar gibi sunarız , onlar ise sadece bir nar tanesi gibi. Yormayın kendinizi sabah öğle akşam yemeden içmeden kesilmeyin hepsi olmasa da bir çoğu basit varlıklar.

 Bu mudur ? benim ilkel tanımım.
 Bu mudur? biz kızların erkekler hakkında ki paranoyamız.
 Bu mudur? erkekleri çözümlemem.


26 Şubat 2014 Çarşamba

Ah ah torunum hayat zormuş! Erkekler ile yaşamak daha da zormuş.

  Hayatım yaşanmış ve yaşanacak olayları düşünmekle geçti hep. En basit örneğini vermem gerekirse ölümden sonra yaşamın var olup olmadığını hala sorguluyorum. Sen de bana çekmişsen eminim düşünmekten yaşamaya fırsat bulamayacaksın ve ben bunu hiç istemiyorum bu sebepten sana bu notları hazırlamaya karar verdim. Senin var olduğunda ben hayat olur muyum bilmiyorum  çünkü şuan da çocuğum olma düşüncesi bile  muhtemel 10 yıllık planlarım arasında.

 1. Kesinlikle şu anı yaşa.

Kim ne derse desin aldırma sen hayatını yaşa(büyüklerinin sözlerini dinleyerek). Hayat biraz karmaşık sen bu karmaşıklıkta kendini bulmaya çabalayacak bazen hırpalanacak bazen yaralanacak bazen de umursuzluğa kapılacaksın ama yılma sonunda olman gereken kişi olacaksın. Unutma sakın düşsen de kalksan da ailen hep senin yanında olacaktır. 
  
2. Yalanlarla dolu bir hayat yaşarsan  asla o hayat senin olamaz.

 Yalancı çobanın hikayesi hala iki bin altmışlarda anlatılıyorsa dinle birde bana burada anlattırma.

3. İdeallerinin ne olduğuna karar vermeden bir üniversite başvursun da bulunma.

 Benim zamanım da insanları at yarışına sokar gibi sınavlara sokup aldıkları sıkıştırılmış puanlarla ideallerini belirlemek isterlerdi. Hala öyle ise sokarım sistemine  (yani başlarım böyle işe) diyerek ne olacağına karar verme, uzun uzun düşün bunun için çabala hedefine odaklan ve olmasını bekle ki olacaktır göreceksin.

 4. Sevgilin olduğunda ailenden saklama. 

 Annem en yakın arkadaşımdır hayatıma dair her şeyi en ince ayrıntısıyla bilir dolayısıyla babamda. Bu kötü bir şey değil aksine iyi bir şey . Kimin ne halt olduğunu onlar bizden daha objektif biçimde şıp görebiliyorlar. Bizim aşk fulyasına kapılıp görmezlikten geldiğimiz her şeyi bize lap lap söylemeleri gözümüzü açabiliyor bazen.

 5. Kimseye kendinden daha çok değer verme .

 Erkek arkadaşın olacak çocuk eminim senin kıymet verdiğin gerçekten işte bu dediğin birdir. Fakat zaman içinde ona öncelikler vererek hayatına kısıtlamaya başlayarak kendinden önce onu düşünerek, nefes alış verişlerini ona göre ayarlayarak yaşama. Tabi ki çok sev çok kıymet ver birlikte hayatını yaşa ama seninde bir hayatın olduğunu asla unutma. Unutmanı isteyecek birine de hayatında yer verme.

 Bu beş notumu da duymuşsundur önceden sonra ki notlarımı görüp 'bumuymuşşşş benim büyük annem'  demeni istemedim için klasik olmak istedim.

 Bu mudur? Klasik notlarım.
 Bu mudur? Geleceğe dair umutsuzluğum.

 Bu mudur? Şimdiden çırpınışlarım.